Türkiye, Asya Verimlilik Teşkilatı'na katıldı

Türkiye, Asya Verimlilik Teşkilatı'nın kuruluş anlaşmasına katıldı. Kuruluş anlaşmasına katılmaya ilişkin karar Bugünkü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

ASYA VERİMLİLİK TEŞKİLATI NEDİR? ÜYELERİ KİMLERDİR?

Peki Asya Verimlilik Teşkilatı nedir?

1961 yılında Tokyo'da kurulan Asya Verimlilik Teşkilatı (AVT), misyonu "Asya ve Pasifik'te verimliliği arttırarak sosyo-ekonomik gelişime katkı sağlamak" olan, kar amacı gütmeyen bölgesel uluslararası bir örgüttür. AVT, Birleşmiş Milletler Asya-Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu'na (ESCAP) üye olan tüm ülkelere açık olup, halihazırda Japonya, Güney Kore, Malezya, Endonezya, Singapur, Hindistan, İran, Pakistan, Bangladeş, Kamboçya, Tayvan, Fiji, Hong Kong, Lao, Moğolistan, Nepal, Filipinler, Sri Lanka, Tayland ve Vietnam'dan oluşan toplam 20 ülke bu örgütün üyesidir.

AVT, üyesi olan gelişmiş ülkeler ve kazandığı deneyimler sayesinde örnek çalışmalar yapmakta ve yenilikleri takip edip birebir uygulamaktadır. Çalışma alanı oldukça geniş ve kapsamlı olan AVT, özellikle "yeşil verimlilik" kavramının yaygınlaştırılması ve bu alandaki çalışmalar konusunda öncü bir kuruluştur. AVT Tokyo merkez teşkilatı ve üye ülkeleri ile pek çok eğitim programı organize etmekte ve teknik işbirliği faaliyetleri/projeleri yürütmektedir. Singapur'da İş Mükemmelliği ve Tayvan'da Yeşil Verimlilik konularında iki Mükemmeliyet Merkezi AVT tarafından kurulmuştur.

AVT ayrıca; 2007 yılından bu yana Ulusal Verimlilik Kuruluşlarını Geliştirme Programı'nı uygulamaktadır. Bu program kapsamında AVT; üye ülkelerle birebir çalışmakta, model projeler uygulamakta, verimlilik kuruluşları arasında işbirliği gerçekleştirmekte ve gözlemsel inceleme heyetleri oluşturmaktadır. Amaç verimlilik kuruluşları için strateji belirlemek ve onlara kabiliyet kazandırmaktır. AVT bünyesinde, verimlilik merkezlerinin kapasitelerinin arttırılması hususunda danışmanlık ve eğitim veren deneyimli ve nitelikli uzmanlar bulunmaktadır.

 
MHP'li İsmail Özdemir, Asya Verimlilik Teşkilatı'nın Asya ve Pasifik'te verimliliği artıracak sosyoekonomik gelişmelere katkı sağlamak misyonuyla 1961 yılında Tokyo'da kurulan ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bölgesel bir kuruluş olduğunu, toplamda da 20 ülkeden oluştuğunu belirtti. Özdemir, çalışma alanı oldukça geniş ve kapsamlı olan Asya Verimlilik Teşkilatı'nın özellikle ulusal verimlilik merkezlerinin güçlendirilmesi yoluyla KOBİ'lerin geliştirilmesi, inovasyona dayalı verimlilik artışı, 'yeşil verimlilik' kavramının yaygınlaştırılması ve bu alandaki çalışmalar konusunda öncü kuruluşlardan bir tanesi olduğunu kaydetti. Özdemir, şöyle devam etti:

"Anlaşıldığı üzere, Asya Verimlilik Teşkilatının, KOBİ'lerin desteklenmesi, inovasyon kaynaklı verimlilik artışına ivme kazandırılması ve yeşil verimliliğin artırılmasına yönelik hedefleri Türk sanayi stratejisinin stratejik amaçlarıyla da örtüşmektedir. Ülkemizin Asya Verimlilik Teşkilatına üyeliğiyle kamu kurumu, üniversite ve özel sektör çalışan ve yöneticilerinin Asya Verimlilik Teşkilatı tarafından verilen özgün içerikli eğitim, seminer ve çalıştaylara katılımı sağlanarak ve tüm sektörlerde verimlilik odaklı yapısal dönüşümün altyapısına katkıda bulunularak sosyoekonomik gelişim açısından olumlu getiriler elde edilmesi değerlendirilmektedir. Bu anlamda, Asya Verimlilik Teşkilatının organizasyon yapısı içindeki birimlerde bizim vatandaşlarımızın da görev alması ilerleyen aşamalarda ve şimdi de mümkün olabilecek, bu sayede de uluslararası kuruluşlardaki hem görünürlüğümüz hem de etkinliğimiz artmış olabilecektir. Dolayısıyla anlaşmaya katılmamızın ülkemize sağlayacağı katkı hiç şüphe yok ki fazladır. "

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 'Yeniden Asya' açılımına ilişkin açıklamalarını hatırlatan MHP'li Özdemir, bunun son derece yerinde olduğunu söyledi. Özdemir, "Gerek nüfus itibarıyla gerek ekonomik veriler itibarıyla gerekse güvenlik konuları başta olmak üzere diğer alanlarda da Asya Kıtası, hemen her ülke açısından küresel siyaseti yönlendirici, aynı zamanda ülkelerin sadece kendi toprakları içerisinde olmayıp bölgesel siyasetleri de dikkate alındığında istikrarlarını tesis etmeleri anlamında, küresel barışın korunması anlamında da büyük anlam ve önem kazanıyor" dedi.