George Floyd cinayetiyle ABD'de değişen dengeler: Trump'ın yerine Obama sloganı yükseliyor

George Floyd cinayetiyle ABD'de değişen dengeler: Trump'ın yerine Obama sloganı yükseliyor

ABD'de George Floyd cinayetiyle yeniden yükselen siyahi ve siyasi öfke, ülkede dengelerin değişmesine neden olabilecek düzeyde. Halkta Obama'ya özlem ve Trump'ın yerine yeniden getirilmesi için sloglanlar yükselmeye başladı. Fatma Arsan ABD'den yazdı

Amerika'da bu yılın en kötü günleri yaşanmaya devam ediyor. Pandemi, karantina yaşam tarzlarının sosyal medyaya doğru evrimleşmesi ekonominin ve sosyal hayatın dengeleri ve değerleri değişirken Amerika'da pek değişmeyen ırkçılık da kendine bir yol bularak aradan sivrilmeyi başardı.

George Floyd bardağı taşıran son damla oldu. Bu işin elbette çok önceleri var ve anladığım kadarıyla da çok sonraları da olacak. Sadece şu var ki artık değişen dünyayla ve özellikle pandeminin de hızlandırdığı bir şekilde kanıksanan yeni dünyayla her şey öyle kolayca gizli saklı kalmıyor. Birileri basıyor telefonlarının tuşuna ve her şeyi kaydediyor, kaydetmekle kalmayıp anında tüm dünyayla paylaşıveriyor. George Floyd aynı döneme denk gelen 3. Kurban ve bir anda 8 dakika 46 saniye içindeki acı ölümüyle bardaktaki tüm suları taşırdı. Aylardır evde kapana kısılmış kalan herkesi de sokağa taşırdı. Büyük bir öfke, hak arayış, adalet, her şeyin üstünde de eşitlik için Amerika'da kalmayıp dünyaya taşan bir haykırış oldu. Herkesin aynı haklarla yaşamasından daha doğal hiçbir istek olamaz.

Öte yandan iş biraz çığrından çıkıp vandallığa gitti ya da işin ucu oralara götürülmeye çalışıldı. Ama bunun da bir provokasyon olduğu hemen ortaya çıktı. Her gerçek gibi... aşırıya kaçan birtakım genç kanlar yıllardır baskılanmış renginden dolayı aşağılanmış, özellikle delikanlılar için kendilerini zapt etmek belki zor oldu. Belki haklıyken haksız duruma da düştüler ama vandallığa varacak kadar değildi. Öyle olanlar zaten diğer eylemci ve protestocular tarafından anında uyarılmış, devam edenlerinse devletle bir bağlantıları olduğu ortaya çıkmıştı. Burada mesela yağmalama, dükkan camekanlarını indirme etrafa zarar verme değildi. Meseleyi böyle bir odağa çekmek de iş değildi. Kaldı ki olası her türlü şiddet ne yazık ki beyazlar tarafından öğretilmişti. Siyahların bu kıtaya gelişlerinin suçlusu onları kendi kıtalarında da esaret hapseden beyaz insanlara aitti. Siyahlar ne öğrendilerse beyazlardan öğrenmişler, onların uyguladığı gibi uygulamışlardı. Her şey elerinde incillerle bir gün çıkagelen beyaz adamlarla başladı. Başladığı noktadan itibaren de önce yerli öldürmeyi, daha sonra da sömürge topraklarında kölelik adı altında olarak getirdikleri siyahlara eziyet ederek onları da öldürmeyi kendileri için bir avcılık sporu haline getirmişlerdir. Burada ırkçı beyazlardan bahsediyorum elbette. İşin geldiği nokta bu oldu.

Konu hala gündemde. Yavaş yavaş bu protestolar, eylemler yükselen sesler yerini buluyor. İlk başta sadece George Floyd'u öldüren polis yine sadece 3. Derece cinayet şüphesi ile tutuklanırken şimdi olaya karışan 4 polis birden 2. Derece cinayetten yargılanacak. Ama bu elbette ötelerden bugüne yerde kalan siyahların kanı için bir adalet olacak mı, Rosa Parks gibi bir şeyleri değiştirebilecek mi göreceğiz.

"TRUMP'IN YERİNE OBAMA" SESLERİ YÜKSELİYOR

Trump yanlıları olayı hafife almaya devam ederken Trump'ın kendisi bu işin fitlinin kendisini patlatabilme korkusuna kapılmış durumda ve elindeki incille twitter'ı kapatabileceği tehditlerini yine twitter üzerinden savurmakta. Buna karşılık da siyahların ve tüm haksızlığa uğramış göçmenlerin babası Obama, halk tarafından Trump'ın yerine yeniden yönetime getirilmeye çalışılmakta. Obama ile gerçekten içeride altın çağlarını yaşayan, tam bir sosyal devlet mantığıyla cepleri ve karınları doyan halk için Obama bir ilah. Her evde mutlaka çerçeveli bir resmi bulunan bir önder, özellikle siyahların gurur kaynağı ve gerçek bir kurtarıcı.

Bu rüzgarlar daha yüksek tepelerden mi geliyor bilinmez ama Trump'ın kasetlerinin, eski taciz davalarının da ortaya dökülmeye başladığını düşünürsek ekonomi ve sosyal hayatın değişen rüzgarına bir de siyaset eklenecek igib görünüyor. Bu yıl çok ama çok güçlü şeylerin yaşandığı Amerika için zorlu değişimlerin tam zamanı, tam zemini aslında. Bakalım ilerleyen günlerde gündem bize ne gösterecek. Karantina artık popülerliğini yitirse bile hala kapının dışında bekleyen bir tehlike. Irkçılık, sağlık ve siyaset çarkları arasında kimlerin sıkışıp kalacağını kimlerin adaletin peşine düşüp kimlerin de bu yolda düşürüleceğini hep birlikte göreceğiz. Artık öyle bir hal aldı ki Amerika'da alınan –ya da alınamayan- her nefes Çin'den veriliyor ya da Avrupa'da ya da dünyanın aşağılarında bir yerlerde bambaşka bir memleketlerde...