BM Gıda ve Tarım Örgütünün 'Gıdanı Koru Kampanyası'ndan beklentisi yüksek

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, teşkilatın ve Türkiye'nin gıda kaybı ve israfını azaltmaya yönelik birlikte hayata geçirdiği "Gıdanı Koru Kampanyası"nın bölgedeki diğer ülkelere örnek olabileceğini bildirdi.

Son Güncelleme:

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, AA muhabirine, Türkiye'de gıda kaybı ve israfını azaltmak amacıyla FAO ile Tarım ve Orman Bakanlığının ortak yürüttüğü Gıdanı Koru Kampanyası'na ilişkin değerlendirmede bulundu.

FAO'nun 2011'de başlattığı "Gıda Kaybı ve İsrafının Azaltılması İçin Gıdanı Koru (Save Food) Küresel İnisiyatifi"nin bölgesel devamı "Sıfır Atık Sıfır Açlık: Gıda Kayıpları ve İsrafını Azaltmak İçin Destek Projesi"nin sonunda, Türkiye'nin gıda kaybı ve israfına ilişkin ilk ulusal stratejisi ve eylem planının hazırlandığını belirten Gutu, bu planı, Gıdanı Koru Kampanyası'nın tanıtımıyla duyurmanın gururunu yaşadıklarını söyledi.

Gutu, Türkiye'de gıda kaybı ve israfının zararlı etkileri konusunda halkı bilinçlendirmeyi amaçladıklarını, bu kapsamda çeşitli sosyal yardım ve iletişim faaliyetleri düzenleneceğini ifade etti.

Gıda israfı konusunun medyada sıkça yer bulduğuna işaret eden Gutu, 2013'teki ekmek israfını önlemeye yönelik kampanyanın bunun en belirgin örneklerinden biri olduğunu ve bu sayede ekmek israfında yüzde 18'lik azalmanın sağlandığını anımsattı. Gutu, "Gıdanı Koru Kampanyası da farkındalık oluşturarak ülke genelinde bireylerde, ailelerde ve topluluklarda davranış değişikliğini artıracaktır." dedi.

"ÜRETİLEN GIDANIN YÜZDE 20'DEN FAZLASI KAYIP"

Türkiye'nin 2020 Ulusal Envanter Raporu'na göre, ülkede gıda kaybı ve israfının 2018'de 18,8 milyon ton olduğunu aktaran Gutu, bu miktarın Türkiye'de üretilen tüm gıdanın yüzde 20'sinden fazlasını oluşturduğunu dile getirdi.

Gutu, FAO'nun gıda kaybı ve israfı konusunda 2013'te bir çalışma gerçekleştirdiğini hatırlatarak şöyle konuştu:

"Bu çalışma, çoğu israfın meyve ve sebze değer zincirlerinde meydana geldiğini ortaya çıkardı. Ürünlerin yaklaşık yüzde 51'i tarladan çatala kadarki süreçte kayboluyor veya israf ediliyor. Gıda tedarik zincirindeki en büyük kayıp ilk aşamada gerçekleşiyor. Tarımsal üretimde yüzde 5 ile 20 arasında kayıp yaşanıyor. Hasat sonrası taşıma, depolama, işleme, paketleme ve dağıtım aşamalarında da önemli miktarlar kayboluyor."

Perakende sektöründe gıda israfının sınırlı raf ömrü, gıda ürünlerinin estetik standartları karşılama ihtiyacı ve talep değişkenliğiyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Gutu, bu sektörde olduğu kadar hane halkı düzeyinde de önemli miktarda gıdanın israf edildiğini anlattı.

Gutu, iyi planlanmamış alışveriş, ihtiyaçtan fazlasını satın alma, ürün etiketlerini okumadaki eksiklik ve evlerdeki yetersiz depolama koşullarının da genellikle tüketici israfına neden olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Bu nedenle gıda kaybı ve israfı konusu her düzeyde ele alınmalıdır. Türkiye, perakende ve tüketici seviyelerinde kişi başına küresel gıda israfını yarıya indirmeye ve hasat sonrası kayıplar da dahil, üretim ve tedarik zinciri boyunca kayıpları azaltmayı amaçlayan hedefleri gerçekleştirmekte kararlı."

"KAMPANYA DİĞER ÜLKELERE İLHAM VEREBİLİR"

Türkiye'de gıda kaybı ve israfının azaltılmasının sağlayacağı katkılara da değinen Gutu, "Kaybedilen veya israf edilen gıda miktarını azaltmak, ulusal gıda sistemi üzerindeki baskıyı da düşürecek ve bugün dünyanın en acil sorunlarından biri olan gıda güvenliğini artırmaya yardımcı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Gutu, Türkiye'nin FAO ile ortaklaşa başlattığı kampanyanın diğer ülkelere örnek olacağına ve gıda kaybıyla israfına karşı harekete geçmelerine ilham vereceğine inandıklarını söyledi.

Gıdanı Koru Kampanyası'nın aynı zamanda FAO ve Türkiye Ortaklık Programı altında fonlanan Orta Asya ülkeleri, Azerbaycan ve Türkiye'de yürütülen "Gıda Kaybı ve İsrafının Azaltılması" bölgesel girişiminin bir parçası olması sebebiyle gelecek dönemde etkisinin ulusal sınırları aşacağını belirten Gutu, "Türkiye, gıda kayıpları ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine ilişkin eylem planını geliştirme ve uygulama konusundaki deneyimiyle bölge ülkelerine rol model olabilir." dedi.

Gutu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası şartlar izin verirse Türkiye'nin 30 Eylül'de FAO Genel Direktörü Çü Dongyü'nün katılımıyla "Bölgesel Gıdayı Koru (Save Food) Konferansı"na ev sahipliği yapacağının bilgisini verdi. Söz konusu etkinliğin politika yapıcılar, sektör temsilcileri ve dünyanın dört bir yanından ilgili paydaşlara, gıda kaybı ve israfına yönelik çözümleri tartışmaları için bir platform sağlayacağını vurgulayan Gutu, gıda israfının nedenleri, etkileri ve olası çözümler konusunda halkın bilinçlendirilmesi konusunun, bunu önlemeye yardımcı olacağını bildirdi.

Gutu, tüm gıda tedarik zinciri aktörlerinin iş birliğiyle somut sonuçlar elde edilebileceğini sözlerine ekledi.

AA

BM
Sonraki Haber