Tarih tekerrürden mi ibaret? | Önce salgın sonra enflasyon...

Bugün dünya büyük bir salgının arkasından gelen dev bir enflasyon dalgasını konuşuyor. Yüzlerce yıl önce büyük Roma İmparatorluğu da benzer bir dönemden geçmişti.

Son Güncelleme:

Dünya oldukça zor bir zamandan geçiyor. Önce Covid-19 pandemisi ile yaşanan ölümler, duran ticaret ve aşıların ardından hayatın normale dönmesi ile büyük bir enflasyon dalgası dünyayı kapladı. Tam yeni durum ile mücadele edilmeye çalışılırken, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali uluslararası sistemi Soğuk Savaş’tan bu yana en şiddetli şekilde sarstı.

Dünya ilk kez zor bir zamandan geçmiyor. Alman Die Welt gazetesinin finans editörü Daniel Eckert yaşananları Roma İmparatorluğu zamanına benzetiyor. İkinci yüzyılda çiçek hastalığı salgınını bir şekilde atlatan Roma İmparatorluğu ardından gelen yüksek enflasyon ile çok zor zamanlar geçirmişti.

PARALARI DEĞERİNİ SABİT KORUYORDU

İkinci yüzyıldan önce Roma parası denarius yıllar boyu sabit değerini koruması ile ünlenmişti. Tarihçilerin yaptıkları bir hesapta; M.Ö. 27 ila M.S. 284 yılları arasında başkent Roma’dan alınan 3 bin fiyat karşılaştırıldı. İmparator Agustus döneminden (M.Ö. 27) ikinci yüzyılın ortalarına kadar fiyatların neredeyse yerinden oynamadığı görüldü.

MIT’de Roma döneminde fiyat davranışlarını inceleyen tarihçi Peter Temin’e göre söz konusu zaman aralığında yıllık enflasyonun yüzde 1 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bugünden bakıldığında herhangi bir ürünün fiyatının 100 yıl boyunca sabit kaldığı düşünülemiyor bile. O yıllarda istense bile rahatça fazla para basılamadığının altını çizelim çünkü bakır, altın ve gümüş gibi madenlere erişim çok kolay değildi. Modern iktisat teorisine göre kağıt para döneminde enflasyonu kontrol etmek daha güç.

İmparatorluk en azından Roma’da enflasyonu kontrol altına almış gibi gözükse de M.S. 165-180 yılları arasında başkent çiçek hastalığından kırılıyordu. Bu tarihten sonra fiyatların yükselmeye başladığı görülüyor. Kayıtlara göre; kentteki 10 kişiden 1’i bu hastalığa yenik düşerken, yönetim fiyatları kontrol altına almak için sürekli olarak çalışmalar yaptı. Bugün çiçek hastalığı salgınından sonra fiyatların tam olarak hangi gerekçe ile yükseldiği bilinmiyor.

Dönem iktisadi hayatı hakkında bilgi sahibi olan Ekonomist Thorsten Polleit, “Buğday piyasası etik ve ahlaki sebeplerle çok daha fazla denetlenmeye başlanmıştı. Devletin belirlediği en yüksek fiyat bile piyasa fiyatının altındaydı” ifadelerini kullandı. Buğdayın fiyatının 10 yıllar boyunca sabit tutulduğu dahi görüldü. Tabi 3. yüzyılda yaşanan savaşlar da Roma ekonomisini zayıflatan sebeplerden.

ROMALILARLA GÜMÜŞ SİKKE YAYILDI

Sık savaşlar sonucu orduya dağıtılan bahşişlerdeki metallerin kalitesi gittikçe azalıyordu. Roma İmparatorluğu sayesinde İberya Yarımadası’ndan, Afrika’ya kadar pek çok noktada gümüş sikke kullanıldı. İkinci yüzyılın ortasında bir Roman denariusu üç gram kıymetli maden içerirken, üçüncü yüzyılın ortasında denariustaki değerli maden oranı bir grama kadar indi.

Roma İmparatorluğu en şaşaalı dönemlerinde dünyada imal edilen mal ve hizmetlerin beşte birini üretiyordu. Dünya ekonomisinin Roma İmparatorluğu dağıldıktan yaklaşık 1000 yıl sonra eski haline döndüğü yorumları yapılıyor.

Milattan önce 2. yüzyıl ila 3. yüzyıl arasında İmparatorluk’ta enflasyonun yüzde 15 bin seviyesine çıktığı ifade ediliyor. 306-337 yılları arasında hüküm süren İmparator Konstantin de enflasyonu dizginlemeye çalışsa da fayda etmedi. Roma İmparatorluğu bu sürede vergileri ciddi bir şekilde artırdı.

Çiçek hastalığı ilk önce Romalı askerler arasında görüldü. İllüstrasyon: Shutterstock

Çiçek salgını sırasında kentte temiz su kaynakları da zarar gördü. Hastalığın bulaştığı insanlar birkaç hafta sonra semptomları gösteriyorlardı. Salgın 189 yılında zirvesini görürken Roma’da günde 2 bin kişinin hayatını kaybettiği oluyordu. Bugünkü Almanya’dan Mısır’a kadar uzanan topraklarda vefat eden çiftçiler sebebiyle tarımsal üretim sekteye uğramıştı.

Romalılar arasında o dönem çiçek hastalığından öylesine bir korku vardı ki arkeologlar hala, eski İmparatorluk topraklarında hastalıktan korunmaya çalışan insanlar tarafından oyulmuş tılsımlar ve küçük taşlar buluyor.

ÇİÇEK HASTALIĞI NEDİR?

Çiçek hastalığı, her yaşta ve her cinste kişilerde görülen, irinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık olarak biliniyor.

Kaynaklar: Die Welt, Daily History, Smtihsonian Mag

Sonraki Haber